Ziraat Türkiye Kupası yarın sahibini buluyor
"Türkiye Kupası Türkiye'yi Kucaklıyor" temasıyla bu yıl 51.'si düzenlenen Ziraat Türkiye Kupası final maçında yarın Fenerbahçe ile Trabzonspor karşı karşıya gelecek. Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynanacak ve saat 20.45'te başlayacak karşılaşmayı Fırat Aydınus yönetecek. Aydınus'un yardımcılıklarını Serkan Ok ve Aleks Taşçıoğlu yapacak. Tolga Özkalfa'nın da dördüncü hakem olarak görev alacağı karşılaşma ATV'den naklen yayınlanacak.
Fenerbahçe'nin Final Yolculuğu
Trabzonspor'un Final Yolculuğu
Ankara 19 Mayıs'ta Yedinci Final
Ziraat Türkiye Kupası Tarihi
Ziraat Türkiye Kupası bugüne kadar 50 kez oynandı. Galatasaray 14 kupayla ilk sırayı aldı. Sarı-kırmızılı takımı 9 zaferle Beşiktaş izledi. Bugünün finalistlerinden Trabzonspor'un 8, Fenerbahçe'nin 5 Türkiye Kupası bulunuyor. Anadolu takımları da 2'şer kez Ankaragücü, Gençlerbirliği, Göztepe, Altay ve Kocaelispor'la, 1'er kez de Bursaspor, Eskişehirspor, Sakaryaspor ve Kayserispor'la kupanın sahibi oldu.
Kupanın tarihi neredeyse Profesyonel 1. Lig tarihiyle at başı gider ve kökü 1960'lı yıllara dayanır. Avrupa'da 1961 yılından itibaren düzenlenmeye başlayan Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda Türkiye'yi temsil edecek takımı belirlemek amacıyla 1962-63 sezonunda bütün liglerde yer alan 66 takımın katılımıyla Türkiye Kupası adı altında bir kupa organizasyonu tertip edilmeye başlanmıştır. 1980-81 sezonunda adı Federasyon Kupası olarak değiştirilmiş, 1992-93 sezonundan sonra tekrar eski ismi Türkiye Kupası'na dönülmüştür.
1962-63 sezonunun ilk kupasını Fenerbahçe'yi iki maçta da 2-1 yenerek alan Galatasaray, bu kupayı 14 kez kucaklayarak en fazla kazanan takım unvanına erişmiştir. Sarı-kırmızılı takım, ilk kupayı kazanmasının ardından adeta kupa koleksiyonculuğuna soyunur. Sırasıyla önce Altay'ı, ardından Beşiktaş'ı ve tıpkı ilk sezonda olduğu gibi bir kez daha Fenerbahçe'yi finalde alt ederek arka arkaya dört kez kupanın sahibi olur. İlk dört kupayı alan Galatasaray'a 1966-67 sezonunda Altay "dur" der. O sezon finali iki İzmirli oynar. Ezeli rakiplerin maçı müthiş bir çekişmeye sahne olur ve Altay ile Göztepe'nin mücadelesi 2-2 sona erer. O günlerin statüsünde penaltı atışları yoktur ve kura atışına gidilir. Kurada şanslı olan Altay'dır ve İzmir'in siyah-beyazlıları Galatasaray'ın kupadaki 4 yıllık hegemonyasına son verirken kupayı da ilk kez İstanbul sınırlarının dışına çıkarmayı başarır.
Altay hızını alamamış ve ertesi sezon da finale kadar gelmiştir ama o güne kadar iki kez final yitiren Fenerbahçe'nin bir kez daha kaybetmeye tahammülü yoktur. Barı-lacivertli takım, ilk maçta 2-0 yendiği Altay'a ikinci maçta 1-0 yenilse de 1967-68 sezonunda kupayla ilk kez tanışmayı başarır.
Ardından gelen 4 sezon boyunca bu defa İstanbul takımları kupaya hasret kalır. Öyle ki, bu dört finalde sadece 1 İstanbul takımı vardır ve 1968-69'da Göztepe, Galatasaray'ı 1-0 ve uzatmada 1-1'lik skorlarla ardında bırakarak kupayı İzmir'e götürür. Kupa aşkından vazgeçmeyen Göztepe, ertesi sezon da dönemin Anadolu Beyi Eskişehirspor'a ilk maçta 2-1 yenilse de rövanşı 3-1 kazanarak ikinci kez mutlu sona ulaşır.
Kupanın İstanbul ve İzmir'in dışında bir başka şehirle tanışması 1970-71 sezonuna nasip olur. Bir sezon önce finalde kaybeden Eskişehirspor, "Anadolu derbisi" niteliğindeki finalin ilk maçında 1-0 kaybettiği Bursaspor'dan rövanşı 2-0'la alır ve müzesini ilk kupasıyla süsler.
1971-72 sezonunda kupaya yeni bir sahip daha çıkar. Ankaragücü, kupa finalindeki ilk Başkent takımıdır ve dördüncü kez finale çıkan Altay'ı 0-0'lık ilk maçın rövanşında 3-0'la alt ederek Türkiye Kupası'nı Başkent'e götürür.
İlk dört kupayı kazandıktan sonra sessizliğe bürünen Galatasaray, 1972-73 yılında yeniden "Kupa Beyi" olarak ortaya çıkar. 3-1 ve 1-1'lik skorlarla bir önceki sezonun şampiyonu Ankaragücü'ne üstünlük sağlayan sarı-kırmızılı takım, beşinci kupasını kazanır.
Ertesi sezon, sıra bir başka İstanbulluya, Fenerbahçe'ye gelmiştir. Sarı-lacivertliler, ikinci kez finale yükselen Bursaspor'a fırsat tanımaz ve 1-0 kaybettikleri maçın rövanşını 3-0 kazanarak ikinci kez kupaya sarılır.
Ardından bir başka İstanbul takımı daha kupayla tanışır. 13 kez düzenlenen kupada ikinci kez finale yükselen Beşiktaş, finalde lige o sezon yükselen Trabzonspor'un rakibidir. Karadeniz ekibi ilk maçı 1-0 kazanır ama rövanş 2-0'la Beşiktaş'ın olur ve kupa İstanbul'da kalma geleneğini üçüncü sezonunda da sürdürür.
Trabzonspor ertesi sezon yine finaldedir ama bu defa kupanın gediklisi Galatasaray'a 1-0 biten iki maçın sonunda penaltı atışlarıyla boyun eğer. Penaltı atışlarıyla kupa sahibi olmak bir ilktir ve kupa arka arkaya dördüncü sezon da İstanbul takımlarının olmuştur.
Lâkin Karadeniz inatçılığı sürmektedir. Trabzonspor arka arkaya üçüncü finaline 1976-77 sezonunda çıkar ve bu defa iki yıl önce kaybettiği Beşiktaş'tan rövanşı alır. 1-0 ve 0-0 sona eren maçların ardından kupa nihayet Karadeniz kıyılarına uzanır.
Bordo-mavili takım arka arkaya dördüncü finaline 1977-78 sezonunda yükselir. Bu defa rakibi bir Akdenizlidir ve ilk kez bir Güney takımı kupa finalinde yer almaktadır. Trabzonspor o sezon Adana Demirspor'u ilk maçta 3-0 yener, ve golsüz biten rövanşın ardından kupayı ikinci kez havaya kaldırır.
1978-79'da kupa iki sezonluk aradan sonra bir kez daha İstanbul'a döner. Fenerbahçe, 11 yıl önce finalde alt ettiği Altay'a bu defa da 2-1 yenildiği ilk maçın ardından 2-0'lık üstünlük kurar ve Türkiye Kupası'na üçüncü kez sahip olur.
O dönemlerde Anadolu takımları daha bir görünür haldedir futbol arenasında. 1979-80'de Altay, bir sezon önce kaybettiği kupanın acısını Galatasaray'dan çıkartır. Bu, İzmir'in siyah-beyazlıların altıncı finallerinde elde ettiği ikinci ve son kupa olur aynı zamanda. Ankaragücü 1980-81 sezonunda Boluspor'u yenerek alır kupayı. Bu kupa onlara aynı zamanda 1. Lig'in kapısını da aralar.
1982-83 sezonunda ise Fenerbahçe'nin aldığı kupa, Kadıköy'e bir daha uğramaz. O sezon Mersin İdman Yurdu'nu 2-1 ve 2-0'lık skorlarla yenerek dördüncü kez kupa kaldıran Fenerbahçe, sonrasında 7 defa finale çıkmasına rağmen hep kaybeden taraf olur.
1983-84'te kupa finali tek maç üzerinden oynanır. Trabzonspor, normal süresi golsüz biten maçı uzatma bölümünde attığı iki golle kazanır ve Beşiktaş'ın eli boş kalır. Ertesi sezon Trabzonspor bir kez daha finaldedir ama gülen taraf 2-1 ve 0-0'lık skorlarla Galatasaray olur.
Sonraki üç sezondaki kupa finalleri, Anadolu takımlarının birbiriyle kozlarını paylaşması şeklinde cereyan eder. 1986'da final yine tek maç üzerindendir ve Bursaspor üçüncü kez çıktığı finalde, bu makamın gediklisi Altay'ı 2-0 yenerek ilk kupasını kazanır.
Ankara, Ankaragücü ile iki kupa kaldırmıştır o güne kadar, üçüncüsü Gençlerbirliği'ne kısmet olur. Kırmızı-siyahlı takım 1986-87 sezonunda finalde karşılaştığı Eskişehirspor'u ilk maçta 5-0 yener, formaliteye dönen rövanşı 2-1 kaybetse de kupayı Başkent'e üçüncü kez götürür. Ertesi sezon yine bir Anadolu finali yaşanır ve Sakaryaspor, Samsunspor'la karşılaştığı finali kazanarak ilk defa kupayla buluşur.
Arkasından kupanın yolu yeniden İstanbul'a düşer. Hem de arka arkaya üç kez. İlk ikisinde Beşiktaş, finalde önce Fenerbahçe'yi 1-0, ardından da Trabzonspor'u 2-0 yenerek kupayı arka arkaya iki kez Akaretler'e taşır. Ertesi sezon ise Galatasaray, Ankaragücü'nü uzatmalarda 3-1 yenerek kupanın sahibi olur.
Kupanın belki de en renkli ve heyecanlı finali 1991-92 sezonunda oynanır. Finaldeki takımlar Trabzonspor ile Bursaspor'dur. Bursaspor evindeki ilk maçı 3-0 kazanır ve herkesi kupanın sahibi olduğuna ikna eder. Ancak ikna olmayan birileri vardır. Trabzonspor, rövanşta mucizevî bir skor elde ederek rakibini 5-1 yener ve kupayı 4. kez kazanır.
Bir sonraki sezon Galatasaray ikinci kez finalde karşılaştığı Beşiktaş'a karşı ikinci zaferini kazanır. Ertesi yıl Beşiktaş, alacağını bire düşürür. 1994-95'te ise bu sefer Trabzonspor, Galatasaray'ı yenerek alır kupayı. İki sene finalde kaybeden Galatasaray, bunun acısını ertesi sezon finalde Fenerbahçe'den alır. 1996-97 yine bir Anadolu delikanlısını ortaya çıkarır. Kocaelispor, Trabzonspor'u yener ve kupayı Körfez'e götürür.
1997-89 sezonunda final ikinci kez penaltılarla sonuçlanır. Beşiktaş ve Galatasaray arasındaki iki final maçı da 1-1 sonuçlanmış, penaltılarda gülen takım Beşiktaş olmuştur. Ertesi sezon sarı-kırmızılı takım, bir sezon önce finalde kaybettiği Beşiktaş'a 0-0 ve 2-0'la üstünlük sağlar.
Yeni bin yılın ilk kupası da ilk dört kupanın sahibi Galatasaray'a nasip olur. Galatasaray, ilk kez Diyarbakır'da oynanan nefes kesen kupa finalinde Antalyaspor'u uzatmada 5-3 yenerek kupayı bir kez daha Florya'ya götürür. Bu skor aynı zamanda Türkiye Kupası finallerinin en gollüsüne işaret eder.
Ertesi sezon Fenerbahçe 18 yıldı hasret kaldığı kupada bir kez daha finale çıkar. Rakibi ise Gençlerbirliği'dir. 2-2 biten maçın ardından penaltılarda 4-1 üstünlük kuran Başkent ekibi, tarihinde ikinci kez kupayı kaldırmayı başarır.
Dönemin klas takımı Kocaelispor ikinci kupasını da 5 sezonluk bir aradan sonra kazanır. Körfez ekibi finaldeki rakibi Beşiktaş'ı Bursa'da oynanan maçta hiç kimsenin beklemediği bir skorla 4-0 yenerek büyük bir sükse yapar.
Sonraki iki sezon ise birbirinin kopyası gibidir. Finaldeki iki takım Trabzonspor ile Gençlerbirliği'dir. 203'ün finali Antalya'da, 2004'ün finali ise Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanır ve Trabzonspor ilk finali 3-1, ikinci finali de 4-0'lık skorlarla kazanarak kupayı Karadeniz'e taşır.
Tarihi finallerden birisi 2004-05 finalidir. Türk futbolunun iki dev takımı Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan final maçını sarı-kırmızılılar tarihi bir skorla 5-1 kazanarak 5 yıllık bir aradan sonra yeniden kupayla buluşur.
Fenerbahçe'nin kupa kaybetme geleneği ertesi sezon da devam eder. Sarı-lacivertli takım, 2005-06 sezonunun İzmir'de oynanan finalini Beşiktaş'a uzatmalarda 3-2'lik skorla kaybeder. Beşiktaş, aynı hızla ertesi sezon da kupa şampiyonudur. Siyah-beyazlı takım, 2006-07'nin İzmir'de oynanan finalinde o sezon ligden düşen Kayseri Erciyesspor'u zor da olsa uzatmada 1-0 yenerek kupayı bir kez daha kazanmayı başarır.
2007-2008'in finali bir Anadolu derbisidir. Kayserispor, Bursa'daki final sahnesinde Gençlerbirliği ile karşılaşır. Normal süresi ve uzatmaları golsüz biten maçın penaltı atışlarında rakibine 11-10'lük üstünlük kuran Kayserispor, tarihinde ilk kez yükseldiği finalde ilk kupasını kazanır.
2008-09'da Beşiktaş, Fenerbahçe'nin kupa hasretini biraz daha uzatır. İzmir'deki final, 4-2'lik skorla siyah-beyazlı takımın lehine sonuçlanmıştır.
2009-10 sezonunda finalin Şanlıurfa'dır. Yeni inşa edilen GAP Arena'da oynanan finalde Trabzonspor, Fenerbahçe'yi 3-1 yener ve kupanın sahibi olur.
49. kupa finali Beşiktaş ile İstanbul Büyükşehir Belediyespor arasında oynanır. Beşiktaş, Kayseri Kadir Has Stadı'nda oynanan ve 2-2 sona eren finalde rakibini penaltı atışlarında 6-5 alt ederek 9. kez kupanın sahibi olur.
50. kupa ise bir hasreti sonlandırır. Tam 29 yıl kupadan uzak kalan Fenerbahçe, Bursaspor'la Ankara 19 Mayıs Stadı'nda karşı karşıya geldiği finali yılların acısını çıkarırcasına 4-0 kazanır.
Böyle yazılır kupa tarihi. Galatasaray 14 kupayla başı çeker; sarı-kırmızılıları 9 kupayla Beşiktaş, 8 kupayla da Trabzonspor takip eder. Fenerbahçe 14 kez final oynamış ama ancak 5 kez sevinebilmiştir. Anadolu takımları da 2'şer kez Ankaragücü, Gençlerbirliği, Göztepe, Altay ve Kocaelispor'la, 1'er kez de Bursaspor, Eskişehirspor, Sakaryaspor ve Kayserispor'la sarılır kupaya.
1962-63'teki ilk kupanın üzerinden geçen 50 yıldan sonra heyecan bir kez daha dorukta. Umudumuz, şimdiye kadar olduğu gibi dostça, centilmence bir mücadele yaşanması. Aslolan futbolun içindeki güzellikler çünkü. Her zaman tekrarlandığı gibi… Hak eden kazansın, dostluk kazansın, Türk futbolu kazansın.