2. Futbol Zirvesi sona erdi

Türkiye Kulüpler Birliği Vakfı tarafından, Türkiye Futbol Federasyonu'nun desteğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen 2. Futbol Zirvesi, Haliç Kongre Merkezi'nde sona erdi.

2. Futbol Zirvesi'nin açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, TFF Yönetim Kurlu Üyleri, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ile çok sayıda kulüp başkanının yanı sıra futbol dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Demirören: "Tesadüfen değil planlı bir şekilde büyüyoruz"

TFF Başkanı Demirören yaptığı konuşmada Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde gelişmesini sürdürdüğünü belirterek, "Son 15 yılda sizin önderliğinizde bunun meyvelerini toplamaya başladık. Ekonomimiz düzelmeye başladıkça, futbolumuz yükselmeye başlar. Ülkemiz güzelleşmeye başladıkça futbolumuz yükselir. Artık planlı bir şekilde büyüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Spor Toto Süper Lig maçları için yapılan yayın ihalesinin 600 milyon dolarlık bedelle tamamlandığına dikkati çeken Demirören, şöyle konuştu:"Bu sadece ülkemize yapılan yatırım değil, ülkemize duyulan güvenden ötürü. Sayın Cumhurbaşkanım, Türk futbol ailesi adına size minnettarım. Siz güçlendikçe futbol da güçlendi. Milli gelirimiz 3 bin dolardan 10 bin dolar seviyesine yükseldikçe Şubat ayında Avrupa'da üç takımla mücadele eder hale geldik. Belki de şampiyonluklar gelecek."

Kulüpler Birliği Vakfı ile yaptıkları iş birliğiyle Türk futbolunun çağ atladığını belirten Demirören, "Bundan sonra yapmamız gereken futbolumuzun marka değerini artırmak. Kulüplerimiz 'ben' değil, 'biz' demeli. Başkanlar ve yöneticiler konuşmalarında yapıcı olmalılar. Herkes bir günde sonuç almaya çalışıyor. Böyle devrim niteliğinde çalışmalarda bir günde sonuç alınamaz. Seyirci konusunda yüzde 10 düşüş var ama yüzde 50 artırmak için buna ihtiyaç var. Tribün profilleri hızla değişiyor" şeklinde konuştu.

Türk futbolunda en büyük şanslarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği destek olduğunu anlatan Demirören, şunları söyledi: "Artık biz futbolu seyreden değil, Avrupa tarafından takip edilen bir ülke haline geldik. Artık UEFA başkanlık seçiminde söz sahibi ülkeyiz. Belirleyici ülke haline geldik. Fikri alınan, tavrı ne olacak diye merak edilen ülke haline geldik. Bizim önerdiğimiz kişi UEFA başkanı oldu. Nisan ayındaki seçimde de büyük bir ihtimalle bir Türk arkadaşımız yönetimde yer alacak. Sayın Cumhurbaşkanım, gücümüzü sizden ve devletten alarak 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'na aday olduk. Yeni Türkiye, bu şampiyonayı saygınlığıyla organizasyonu alacak güçtedir. Bu federasyonumuzun olduğu kadar, devletimizin, ekonomimizin gücüyle geldiğimiz noktadır. Bundan sonra da böyle devam edecek. Artık Avrupa'da ve dünyada söz sahibi ülkeyiz. Sayın Cumhurbaşkanım daha güçlü Türkiye için 17 Nisan sabahı 'Evet' diyen bir Türkiye'ye uyanmak için saygılarımı sunuyorum."

Gümüşdağ: "Video hakem uygulamasına bir an önce geçilmeli"

Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ yaptığı konuşmada, "Bizler rahata kolay alışan insanlarız. Birkaç önce yaşadığımız travmaları unutmaya eğilimli insanlarız. Asla unutmayacağız. Ülkemize ihanet etmiş FETÖ karşısında olacağız. Kulüpler Birliği'nin en başarılı hamlesi yayın ihalesiydi. Türk futbolunun gelecekteki değeri ihalenin başarısıyla doğrudan orantılıydı. Başarılı bir süreç getirdik. İhale sürecindeki TFF ile Kulüpler Birliği arasındaki şeffaflık ve güç birliği inşallah örnek olur. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın futbola yönelik desteği bu kadar büyük olmasaydı, TFF Başkanı Demirören bu kadar uyumlu olmasaydı, bunu başaramazdık. Yayın ihalesinde rekor bir bedel olan 5 yıl için 3 milyar dolara satın alan, bu zirvenin yayın sponsoru beIN Medya Grup'un Müdürü dostum Yusuf Bey'e teşekkür ediyorum.

Futbolun güzelliğine ket vuran bize göre düzeltilmesi gereken bir uygulamaydı. İhalenin değerine zarar verecek bir unsurdu. Her hafta hakem hatalarını konuşuyoruz. Video hakemliği maksimum fayda getirecek. Bir an önce hayata geçmelidir. Bundesliga 2017-2018 sezonuna video hakemliği ile başlamaktadır. Hakemlerimizin saygınlıklarını ve futbolun seyir zevkini artıracak uygulamadır. Kulüplerimizin mali planlarımıza önem göstermek zorundayız. Bugün birçok önemli konuşmacıyı ağırlayacağız. Kulüpler Birliği toplantılarına 5-6 başkan katılırdı. Şimdi 18 kulübün başkanı ve temsilcileri katılıyor. Tüm kulüp başkanlarına teşekkür ediyorum. Üretken bir takım olduk. Sayın Cumhurbaşkanım size çok teşekkür ediyorum. Bu çok önemli bir günde bizi yalnız bırakmadınız. Sizin için çok önemli günlerde biz de sizi yalnız bırakmayacağız. Hep yanınızda olacağız " şeklinde konuştu. 
 
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç: "2024'ün en güçlü adayıyız"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise şöyle konuştu: 'Sayın Kulüpler Birliği Vakfımıza teşekkür ediyoruz. Futbol Federasyonumuza bu organizasyona verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Ama asıl en önemlisi sayın Cumhurbaşkanım, gençlik kollarından siyasete başladığınız günden itibaren sporcuya, spora ve futbola verdiğiniz destekten dolayı. Başbakanlık döneminiz içerisinde bizzat sahip olduğum ve bizzat gördüğüm soprcuya, insanlara ve sporun gelişimine olan desteğinizden dolayı teşekkür ediyor ve şükranlarımızı sunuyoruz'

Bu zirvede futbolun ve aynı zamanda sporun değerlenmesiyle ilgili önemli çalışmalar yapacak. Ama hepsinden önemlisi yerli anlamda Türkiye'nin kendi kaynaklarıyla, kendi güçüyle ortaya koymuş olduğu hayata geçirmiş olduğu özel özel yatırımlarıdır. Şu anda Türkiye Euro 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'na adaydır. Bu adaylığı ortaya koyarken, sayın cumhurbaşkanım altyapı çalışmalarımız, büyük bir hamle başlattınız, başbakanlığınız döneminizde başlatmış olduğunun tesisleşme hamlesiyle 30 stadın inşası bitmiş olacak inşallah. 9 tanesi bitti, 14 tanesi devam ediyor. Ve sizin burada da cereceğiniz bir müjde var. Ülkemizin ulaşım altyapısı, konaklama altyapısı aynı zamanda da misafirperverliği ve en önemlisi de sizlerin çizmiş olduğu ilerle ile biz Euro 2024'ün en kuvvetli adayız. Rakibimiz Almanya, Ancam daha önce ki yıllarda hem Dünya şampiyonasına hem Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yapmış olmasından dolayı zannediyorum ki Türkiye'nin şansı daha fazla. Sadece bu sebepten dolayı değil. Daha önce Zat-ı devletlerinin dile getirmiş olduğu gibi Türk misafirperviliğini de tüm dünyaya gösterme ve haykırma gücümüz olacak. Biz buna inanıyoruz.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Futbol bir direniş, bir meydan okumadır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada, "Siyasetin kalitesi yükseldikçe iktidarı sandık yoluyla değil de şikeyle, hileyle, darbeyle, tehditle, yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Buna rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hala nasıl futbolun, inşallah onlardan kurtuluyoruz, holiganları varsa, hala holigan siyasetiyle netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler." dedi.

Erdoğan, sporun, özellikle futbolun kaynaştıran, farklı kimlikleri, karakterleri, hikayeleri bir araya getiren yönünün iyi bilindiğini, günümüzde futbolun, herhangi bir spor dalı olmanın çok ötesinde anlamlara sahip olduğunu dile getirdi.

Futbolun özünde rekabetle birlikte fedakarlık, centilmenlik, dostluk ve dayanışma bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu oyunda kazanmak için sahaya çıkan oyuncuların bireysel yetenekleri yanında arkalarında güçlü bir yönetim desteğine, teknik desteğe, hep birlikte sergileyecekleri uyuma ihtiyaç vardır. Bu, yöneticisinden sahadaki futbolcusuna, hakeme, teknik kadrolara varıncaya kadar birlikte oluşan dayanışma, tribünlere de aynı zevki, heyecanı şüphesiz ki verecektir. Hakem, bitiş düdüğünü çalana kadar pes etmemeyi gerektiren bir oyunda ümitsizliğe asla yer yoktur. Hele hele son zamanlarda açık ara mağlup olan dünya futbolunun marka takımlarının rövanşında nasıl elediğini görerek, bir şeyi açıkça ispat ettiklerine şahit olduk. Futbol tarihi, hezimetin kıyısından koparılmış muhteşem zaferlerle doludur." diye konuştu.

Erdoğan, futbolun bir direniş, bir meydan okuma olduğunu belirterek, "Burada Afrika çöllerinden Brezilya gecekondularına kadar dünyanın her yerinde itilip kakılan kenar mahalle çocuklarının kurtuluş umudu olan bir oyundan söz ediyorum. Bu aynı zamanda bizim çocukluğumuzun da hikayesidir. Mahalle arasında yazın toz toprak, kışın çamur zibil içinde top peşinde koşturan tüm çocuklar için futbol, parlak bir geleceğe çıkan yolun adıdır. Bugün bir Beşiktaş'ın Vodafonu'nu düşünüyorum, bir de Beşiktaş'ın Şeref Stadı'nı düşünüyorum, nereden nereye... Bir Fenerbahçe'nin şu andaki stadyumunu düşünüyorum, bir de Dereağzı'ndaki hazırlıkların yapıldığı yeri düşünüyorum, nereden nereye... Bu imkanların hiçbirine sahip olmayan kulüplerimizin olduğunu da biliyorum. Ama Türkiye nereden nereye geldi, bu gerçekleri görmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Futbolu, "görsel bir ziyafet" şeklinde tanımlayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kimi zaman asistlerle, şutlarla, birbirinden muhteşem çalımlarla, olursa gollerle, 90 artı uzatmaya sığdırılmış bu şölen, kendi kahramanlarını da üretir. Öyle futbolcular vardır ki biz onları sadece yetenekleriyle, golleriyle değil, aynı zamanda dürüstlükleriyle, tevazularıyla, efendilikleriyle, takım arkadaşlarıyla olan örnek ilişkileriyle de hatırlarız. Kaleci Lastik Ömer'in ifadesiyle 'Gözlerin bile yakalaması mümkün olmayan bir hız ve dehşetle şut atan' Metin Oktay'ı, işte böyle hatırlıyoruz. İsmi Fenerbahçe ile adeta özdeşleşen belki de dünyanın en kabiliyetli forvetlerinden, zaman zaman orta saha, 'futbolun ordinaryusu' diyebileceğimiz Lefter'i işte böyle hatırlıyoruz. Kendi takım arkadaşlarıyla birlikte neredeyse tüm futbolculara ağabeylik yapan, tek başına bir takım denilebilecek Baba Hakkı'yı işte böyle hatırlıyoruz. Hiçbir maddi kazanç ummadan yıllarca top koşturmuş, futbola, bağrından çıktığı şehre tutkuyla bağlandığı takımının renklerine ömrünü vakfetmiş Dozer Cemil'i işte bu şekilde hatırlıyoruz. Dünyada Pele'yi, Zidane'ı, Cruyff'u, Müller'i, Ronaldo'yu, Baggio'yu, Hagi'yi böyle hatırlıyoruz. Bu futbol efsanelerini yalnızca sahalardaki olağanüstü performanslarıyla değil, aynı zamanda futbola, formasını giydikleri kulübe, içinden çıktıkları topluma, gençlere yaptıkları katkılarla da takdir ediyoruz."

"Siyasetin temelde futbol ile bir çok ortak yönü olduğuna inanıyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül veren, gençlik yıllarında çeşitli kulüplerde top koşturan biri olarak, bunun insana neler kazandırabildiğini çok iyi bildiğini ifade ederek, "Hayatımın her aşamasında futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasından, vefadan, bu oyunun bana kazandırdığı tüm vasıflardan çok istifade ettim. Özellikle siyasetin temelde futbol ile bir çok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir, yarıştır. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da sorumluluk üstlendikten sonra millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur, yani sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği ve stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa, milletine söyleyecek sözü olmayan siyasetçilerin, siyasi partilerin de başarı şansı yoktur. Futbol gibi siyaset de tutku, aşk, adanmışlık olmayınca sürdürülecek bir iş değildir. Kendini o işe adayacak, yani futbolun da bir inadı vardır. Hocam bana 'Oğlum topu yiyeceksin' derdi. Top yenir mi? İşte orada hırsı anlatıyor, inadı anlatıyor." diye konuştu.

Sporun içine şiddet ve saldırganlık girince centilmenlik ruhunun kaybolması gibi siyasetin içine yalan, iftira ve çarpıtma girince aynı sonucun ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Maalesef ülkemizde bunu çok sık yaşıyoruz. 40 yıllık siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletimize hizmet ederken, diğer taraftan da bu yıkıcı siyaset anlayışıyla mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe iktidarı sandık yoluyla değil de şikeyle, hileyle, darbeyle, tehditle, yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Buna rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hala nasıl futbolun, inşallah onlardan kurtuluyoruz, holiganları varsa, hala holigan siyasetiyle netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler. Anayasa değişikliğini, içindeki maddeleriyle tartışmak yerine Meclisin kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletimizin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Böyle bir şey yok. Meclisin fesih yetkisi asla cumhurbaşkanına ait değildir. Böyle bir şey de yok. Bütün bunların hepsinin kararı millettedir ve millet bir seçim kararı alındığı zaman cumhurbaşkanı ve parlamento seçimini beraber yapar, asla biri bir diğerini götüremez."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletten korkan, gençlerden çekinen bir anlayışla Türkiye'nin geleceğinin inşa edilemeyeceğini belirterek, "Aslında bunların siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi. İnşallah 16 Nisan'da 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar." dedi.

Erdoğan, Kulüpler Birliği Vakfı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2. Futbol Zirvesi'nde, muhalefetin her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlere, seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülü olmadığını söyledi.

Şimdi gençlerin 18 yaşında parlamentoya girmesinin önünü açtıklarını ifade eden Erdoğan, 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 yaşındaki gençlerin parlamentoya girebilmesinin genç, dinamik, ilim, irfan sahibi bir gençliğin parlamentoda yer alacağı anlamına geldiğini ifade etti.

Erdoğan, "Milletten korkan, gençlerden çekinen bir anlayışla Türkiye'nin geleceği inşa edilebilir mi? Aslında bunların siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi. İnşallah 16 Nisan'da 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 yılda Türkiye'yi 3 kat büyüttüklerini anlatarak, en büyük yatırım yapılan alanlardan birinin spor olduğunu söyledi.

Gençlik döneminde İstanbul'da eli yüzü düzgün sahanın, bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar az olduğunu dile getiren Erdoğan, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını devraldığı andan itibaren şehrin spor altyapısını geliştirmek için büyük çaba sarf ettiklerini, 2002'den itibaren de bu çabayı tüm ülkeye yaydıklarını vurguladı.

720 bin seyirci kapasiteli 30 stadyum

Erdoğan, Türkiye'nin spor altyapısında gerçekten çok ileri ve önemli bir konumda olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Cumhuriyet tarihinde 2002'ye kadar yapılan toplam spor tesisi sayısı 1575 iken, buna 14 yılda 1924 yeni tesis ilave ettik. Genelleme yapıyorum, sadece 12 tane olan atletizm pistlerinin sayısını 52'ye çıkardık. Ayrıca 10 atletizm pistiyle ilgili çalışmalar da sürüyor. Gençlerimizin futbola olan ilgisinde çok önemli bir yere sahip halı saha sayısını 578'den aldık, 1924 mahalle tipi ve 736 standart saha ilavesiyle 3 bin 238'e çıkardık. Ülkemizde 48 yarı olimpik veya olimpik havuz varken 14 yılda biz buna 78 adet yeni havuz ilave ettik. Aynı şekilde spor salonu sayısını 372'den 825'e çıkardık. 2002'ye kadar yapılan 277 adet stadyumun büyük çoğunluğu günümüzde bu sıfatı asla vermeyeceğimiz yapılardan oluşuyordu. Onlara stadyum demek için bin bir şahit lazım. Yok. Çoğu da yıkık dökük haldeydi. Ne zeminler zemindi, ne bakım vardı. Hiçbir şey yoktu. Biz ülkemizin pek çok şehrine dünyada parmakla gösterilen yeni stadyumlar kazandırdık, kazandırıyoruz. Özellik 27 şehrimize yapmakta olduğumuz 30 stadyumun her biri birer spor ve sanat şaheseridir. Hamdolsun bunlardan 9 adedi tamamlandı, hizmete girdi. İnşası süren 15 taneye ilave olarak 6 tane de ihale aşamasında olan stadyumumuz var. Bu 30 stadyumumuzun toplam seyirci kapasitesi 720 bindir."

Erdoğan, başkent Ankara'nın stadyum konusunda bir mahrumiyet yaşadığını ifade ederek, Ankara 19 Mayıs Stadyumunun yıkılacağını, onun yerine 35 ila 40 bin seyirci kapasiteli bir stadyum yapmayı planladıklarını, proje çalışmalarının bittiğini, ihale aşamasının da süratle tamamlanıp yeni stadyumu futbolun hizmetine sunacaklarını belirtti.

Başkentte örnek bir stadyum olmadığını dile getiren Erdoğan, İstanbul'un bu konuda güzel bir noktaya geldiğini ancak UEFA standartları nedeniyle bu stadyumlarda atletizm pistlerinin yer almadığını anlattı.

"Bu alanda rüştümüzü ispat ettik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların dışında ülke genelinde 321 futbol sahasını sporcuların hizmetine sunduklarını belirterek,  "Ülkemize henüz olimpiyatları getirememiş olabiliriz ama burada dönen dolapları da biliyorsunuz. Bizzat yaşadım, maalesef çok ciddi dolaplar dönüyor. Hakkımız olduğu halde bize olimpiyatları vermediler. Bir kere olimpiyat yapmış olanlara, ikinci kez olimpiyatlar verdiler. Oralarda dönen dolaplara da bizzat şahit oldum, gördüm, biliyorum. Fakat olimpiyatlar için sporcu hazırlama ve altyapı konusunda ciddi mesafe kaydettik. 2003'ten beri ev sahipliği yaptığımız 659 uluslararası spor organizasyonu ile bu alanda aslında biz rüştümüzü ispat ettik." diye konuştu.

Erdoğan, İstanbul'un yanında Erzurum'dan Antalya'ya, Trabzon'dan Mersin'e kadar pek çok şehrin sahip oldukları modern tesislerle uluslararası müsabakalar için daima hazır olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de futbolu daha ileriye taşımak için en büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetinde olduklarını kaydetti. Süper Lig takımlarında oynayan Türk gençlerinin sayısının giderek azalıyor olmasını herkesin düşünmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu tablonun yeni futbolcuların yetişmesinde sorun ve tıkanıklık olduğunu gösterdiğini söyledi.

Erdoğan, dünyanın en iyi futbolcularının Türk takımlarında oynamasının herkesi sevindireceğini ancak bu futbolcuların ülke gençlerinden olmasının bu sevince gurur ve kıvanç katacağını ifade etti.

Gerek yapılan altyapı yatırımlarının etkisiyle gerekse okullarda bu işin artık daha disiplinle ve bilinçli takip edilmesiyle yeni dönemde Süper Ligde oynayan gençlerin sayılarının da artacağını ümit ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde son dönemde önemli ölçüde azalttığımız sporda şiddeti de önümüzdeki süreçte alacağımız ilave tedbirlerle çok düşük seviyelere getireceğimize inanıyorum. Bir yasal düzenleme talebi olduğunu biliyorum. Bu yasal düzenlemeyle alakalı da şüphesiz ki federasyonun, Kulüpler Birliğinin, tüm kulüplerle ortaklaşa, iyi çalışarak hazırlayıp sunacakları böyle bir teklifi inşallah parlamentomuz da süratle çıkaracaktır, buna inanıyorum."

Erdoğan, konuşmasının sonunda futbol zirvesinin başarılı geçmesini dileyerek emeği geçenleri tebrik etti.

Türk futboluna değer katma ve marka değerini artırma hedefiyle düzenlenen zirvede, UEFA, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), NBA, Bundesliga, La Liga, Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) gibi markalaşmış  kurum ve spor organizasyonlarının üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, Türk ve dünya futbol endüstrisine yön veren uzman isimler, Milli Takım futbolcuları katıldı. Zirvede Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ile Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek'in yanısıra bir dönemin efsane futbolcuları Marcel Desailly, Christian Vieri, Eric Abidal, Les Ferdinand da birer konuşma yaptı.

Bu önemli günde amatör ailesini temsilen zirveye katılan amatör spor kulüplerimize, İl Hakem Kuruluna, TÜFAD ve Saha Komiserleri Derneğine destekleri için teşekkür ederiz.